Yaşla birlikte ortaya çıkan yüz kırışıklıkları kadın ve erkeklerin ortak sıkıntısıdır. Yıpranan dokuda canlılığını kaybeden hücrelerle birlikte kolajen ve elastin üretimi azalır. Bu bölgeye nakledilen fibroblast hücreleri dokunun eski canlılığını kazanmasını sağlar. Kişinin kendine ait (otolog) canlı alt deri hücreleri (fibroblast) dolgu maddesi olarak kullanılmaktadır.
Fibrocell hastanın kendi hücrelerinden üretilen doğal bir tedavi yöntemidir. Kulak arkası ya da kol içi gibi güneş görmeyen ve kanlanması zengin olan bölge derisinden 3mm çapında bir parça alınır, uygun şartlarda laboratuvara gönderilir ve cildin genç kalmasını sağlayan fibroblastlara ayrılıp çoğaltılır. Ayrıca, kişinin bir miktar kanı da alınır; bu kandan elde edilen serum hücre kültürünün yapılmasında kullanılır. Kişinin kendi kanından elde edilen serumda bulunan büyüme faktörlerinin hücre içine geçmesi uygulamaya olumlu katkı sağlar. Çoğaltılan hücreler yüze yeniden enjekte edilir
Fibroblastlar erişkin kök hücrelerdir, bağ dokusunun ana hücreleridir. Vücuttaki hücrelerin önemli bölümü başlangıçta fibroblasttır, daha sonra işlevine göre çeşitli hücre türleri şeklinde farklılaşır. Somatik bir hücre olduğu için bu uygulama bir tür kök hücre uygulamasıdır.
Fibrocell uygulaması ile cildin görünümü değişir. Yaşlanan cilt hem kolajen hem de sıvı ve hücre kaybeder, hücre kaybına bağlı olarak sıvı tutma kapasitesi düşer. Sıvı kaybı sonucunda ciltte parlak olan görüntü gider, yaşlanma ve çökme görülür. Örneğin, bebek cildinde su tutma kapasitesi yüksektir. Otolog fibroblast tedavisi ile derinin yeniden yapılanması ve kolajen sentezinin artması sağlanır, bu da cildin genç ve canlı görünmesine yol açar.
Bu yöntemden, yüzdeki kırışıklıklar, çatlaklar ve derin çizgilerin tedavisi; dudakların biçimlendirilmesi; akne izlerinin, kronik deri yaraları ve izlerinin tedavisinde yararlanılabilir.
Kırışıklık düzeltme amacıyla en çok uygulandığı alanlar glabellar bölge (kaşların arası), göz kenarı-kaz ayağı bölgesi, burun-dudak hattı ve dudak kenarıdır.
Kellik tedavisinde de kullanımı yer almaktadır. Kıl folikülünü çevreleyen hücreler ayıklanır, bu hücreler laboratuvar ortamında çoğaltılarak saçsız bölgeye uygulanır. Bu hücrelerin anajen fazdan erişkin faza ulaşması sağlanarak kellik sorununa alternatif çözüm oluşturmaya çalışılır.
Doğum çatlaklarının giderilmesinde abrazyon yöntemi ile birlikte uygulanıp, tatmin edici sonuçların alınması mümkün olabilmektedir.
Uygulama herkese rahatlıkla yapılabilir. Özellikle 30-55 yaşlar arasında cildin tepki verme hızı yüksek olduğundan, doyurucu sonuçlar elde edilebilmektedir.
Otolog yöntemler, genetik cilt problemi olan hastalarda tedavi edici olarak da kullanılmaktadır.
Bağışıklık sistemi hastalığı olanlarda ve diyabet hastalarında kullanabilir; diyabetik yaraların iyileşmesinde tedavi edici etkisi bilinmektedir.
Fibrocell uygulamasının alışılagelmiş dolgu maddelerinden en önemli farkı uzun etkili bir yöntem olmasıdır. Dolgu ile yapılan tedavide etki hemen görülürken, fibroblast tedavisi uzun dönem için bir yatırımdır. Dolgu malzemesi ile birlikte kullanıldığında dolgu malzemesinin dayanıklılığını arttırır.
Uygulamanın gerçek etkisini görmek için 6 ay beklemek gerekir. İlk enjeksiyon ile mekanik bir doluluk hissedilir, sonra çökme olur; 3 hafta ara ile 2-3 tekrar yapılır. Kolajen sentezi ile hissedilir değişiklikler olur. Daha sonra gözle görülür değişiklikler ayırt edilmeye başlar; bu süre 6-8 hafta kadardır. Tedavinin ardından 12-24 ay boyunca kademeli olarak düzelme sağlar; bu düzelme uzun sürelidir, bazı olgularda etkisi 4-5 yıl boyunca sürebilmektedir.
Dolgu maddelerinin aksine, kişinin kendi hücrelerinden elde edilmiştir. Otolog özellikte, yani kişinin kendi hücreleriyle yapılan bir uygulama olduğu için, doğal güzelliği ortaya çıkarmaya yardımcı olur; istenmeyen yan etkiler açısından da oldukça güvenlidir.
Fibrocell’de direkt olarak hücrenin kendisi verilir. Fibrocell’de laboratuvar ortamında fibroblast sayısı ve kalitesi artırılır. Bu nedenle, yaş ilerledikçe fibroblast tedavisinin daha tatminkar sonuçlar verebileceği düşünülebilir.